Hedeflerinizi Belirleyin, Acı ve Sıkıntılarınıza Katlanın, BAŞARIN

YSM, sektör için geliştirdiği MES yazılımı ile beğeni topladı
13 Temmuz 2011
YSM Yazılım Facebook’ta !!!
17 Ağustos 2011
Hepsini göster

Hedeflerinizi Belirleyin, Acı ve Sıkıntılarınıza Katlanın, BAŞARIN

sedatyazici_vesikalikfotoYazıma başlamadan önce Sedat YAZICI olarak benimle ilgili kanaatinizin oluşup oluşmamasına karar vererek başlayın. Yani basit bir hedef belirleyip onu halledip yolunuza devam edin. Çeşitli sitelerdeki veya gazetelerdeki yazılarıma aldanmayın, Kocaeli’nde yaşıyorsanız da sorup soruşturun. Nereden? Basından, iş dünyasından, üniversiteden ve Teknopark’tan.
Ne tür konularla uğraşıyor, ne tür yazılımlar geliştirip hangi konularda ukalalık (eski dilde akıllılık yeni dilde danışmanlık) yapmaya çalışıyorum diye merak ettiyseniz işte bakacağınız adres :  
http://ysm.com.tr/evet/
Yazılarını kendisi için yazan, başkalarına bir şeyler söylemeye çalışıyor gözüken, ancak kendisi dahil kimseye bir tesiri olamamış bir girişimci olarak “No PAIN, No GAIN” yazısını yazmak istedim, belki bu sefer bir kişiye faydam dokunur da yine gereksiz bir iş yapmamış olurum.
EVET isterseniz başlayalım. Size madde madde bazı şeyler ifade etmeye çalışacağım, umarım sıkılmazsınız. Bu maddeler :
1. Büyük Düşünelim, Küçük Başlayalım
2. Coşkunuzu Güçlendirin
3. Hedef(lerinizi) Belirleyin
4. Arzunuzu Geliştirin
5. Yöntem Belirleyin, “Nasıl ?” Cevabını Bulun
6. Cesur Olun, Risk Alın
7. Hemen Yapın (Üşenme | Erteleme | Vazgeçme)
Haydi başlayalım. BİSMİLLAH :

1. Büyük Düşünelim, Küçük Başlayalım
Düşünceler eylemlere yol açarlar. Ameller (eylemler) niyetlere (düşünce, fikir ve hedeflere) göredir. Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Yaratıcımız geleceğimizi belirleme (iyiyi veya kötüyü, azı veya çoğu veya vasatı ,seçme) hakkını bize vermiştir ve zerre kadar iyilik veya kötülüğün karşılığını bulacağımızı bize bildirmiş, tercihi bize bırakmıştır.
Büyük sonuca giden yol büyük düşünceden başlar. Tabiki bu nasip olur veya olmaz, ancak gücümüzün yettiği kadar kuvvetli ve iradeli olup, sebat göstermek bizden, takdir mevladandır. Evde anne, baba veya eşin, işte müşterinin ve çalışanın, ama herşeyde de nihayetinde Allah’ın rızasını gözetmek bizim hepimizin görevi olmalıdır. İyinin (GAIN) de kötünün (PAIN) de O’ndan geldiğine inanmak ve bu uğurda hayat mücadelesi vermek bizim işimiz olmalıdır.
Büyük düşünelim, küçük küçük başlayalım. Prototip çalışma bu düşüncenin eseridir. Küçük veya prototip çalışmadan bazı dersler alırız, öğrendiklerimizle düzeltmeler yaparız ve büyük kısma başlayınca bu tecrübeleri sırasıyla başarılı bir şekilde kullanırız.
Allah gönlününüze göre versin.
2. Coşkunuzu Güçlendirin
Coşkunuzu güçlendirmek için “güçlendirici” ve “olumlu” kelimeleri kullanmalısınız. Olumlu yük taşıyan güçlendirici kelimeleri her kullanışınızda ruhunuzun güçlendiğini görürsünüz. Dinleyen herkes güçlü kelimelerinizin etkisiyle sizde sihirli bir güç olduğunu sanır.
“Her soruya cevap verilir, soru sorulmaz” diyen bir zat “Güzel bakan güzel görür,güzel gören güzel düşünür,güzel düşünen hayattan lezzet alır..” diye coşku ve hayata bakışı ne güzel ifade etmiş değil mi? Bu kâinattaki görünen bütün güzellikler öyle bir, güzelden geliyor ki; bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kâinat, bütün mevcudatıyla âyinedarlık dilleriyle, O (cc) güzelin cemalini tavsif ve tarif eder.
Güçlendirici kelimeleri kullandıkça manevi gücünüzün, özgüveninizin, coşkunuzun arttığını göreceksiniz. Bu kelimeler, onları her tekrar edişinizde sizi daha güçlü ve etkileyici gösterecek.
Başarı için dayanma gücüne, cesarete ve özgüvene ihtiyacımız var. Küçük bir engel karşısında hemen ümitsizliğe kapılan, kendini çaresiz hisseden bir insanın durumu çok acıdır. Oysa büyük kelimeler hayatımızı aniden değiştirebiliyor. Öyle ki en zayıf olduğunuz anda güçlendirici kelimeleri beş dakika tekrar ederseniz tüm duygularınızı değiştirebilirsiniz. Zihniniz, duruşunuz, yüz hatlarınız değişir.
Kendinize kırk gün deli olduğunuzu söylerseniz gerçekten deli olursunuz. Kırk gün akıllı olduğunuzu söylerseniz gerçekten akıllı olursunuz. Beyniniz olmak istediğiniz gibi olmakta zorluk çekmeyecektir.
3. Hedef(lerinizi) Belirleyin
Başarı aynı yönde sonuna kadar gitmektir.
Zihninize ne yapmak istediğinizi söylerseniz onu yapmak için çalışır. “Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiç bir rüzgar fayda vermez.” sözü hedefsizliğin gerçek sonucunu ortaya koyuyor. Büyük işler başaranların, bunu sadece hedeflerine borçlu oldukları konusunda ikna olmayanlardan mısınız? Merak etmeyin, başaranlara zarar vermeyen acılar size de zarar vermeyecektir. Hedef belirleyebilmek için uykusuz kalmanız gerekiyorsa bunu göze alın. Hedef sahibi olduğunuzda tüm duruşunuz ona hizmet edecektir. Geçen tüm saniyelerinizde zihniniz hedef üzerinde düşünecek, konuşmalarınızı, ilginizi ve öğreniminizi hedefiniz belirleyecektir. Hedefsiz insan kökleri kesilmiş ağaç gibidir, yeşermez. Kökleriniz canlı mı?
“Hiç kimse bir şeyi elde edebileceğine inanmadığı sürece onu elde etmeye hazır değildir. Ne kadar hazır olduğunuzu ne kadar arzuladığınız belirler.”
4. Arzunuzu Geliştirin
Başarmak üretmektir. Üretmiyorsanız başarılı olamazsınız. Her başarının içinde, var olmanın ayrı bir hikayesi yer alır. Tüm başarıların ortak bir özelliği, içlerinde güçlü arzu barındırmalarıdır.
Başarı büyükse ona yol açan arzu da büyüktür. Kaderinizi başka hiçbir şey değil arzularınız yani dualarınız belirler. Üreteceğiniz her şey ne istediğinize, nasıl ve ne kadar istediğinize veya istemediğinize bağlıdır. Kainattaki tüm güç ilişkileri “arzu kanunu” na dayanır. Ne kadar çok arzuya sahip olursanız o kadar güçlü olursunuz. Yani arzu ne kadar şiddetli ise sonuç o kadar güçlüdür.
Bizi şurası yanıltıyor: İş yapmanın iki boyutu vardır: Biri miktar, diğeri içerik. Hiçbir milyarder iş adamı fakir köylü dede kadar yorucu çalışmaz. Çok çalıştığı halde fakir, az çalıştığı halde zengin olan insanların sırrını, ne kadar yaptıklarında değil ne yaptıklarında arayın. Başarı çok çalışmayı gerektirir belki ama farklı çalışmayı gerektirir.
Okyanusun yapısını bir damla suyun yapısından farklı görüyoruz. Tüm büyükler küçüklerin birleşmesiyle oluşmuştur. Bütün çabalarınızı arzu ile ateşlersiniz. Arzu damlaları biriktikçe arzu okyanusunu oluşturur. Sistem şöyle işler: Ne kadar arzularsanız o kadar enerjiyi, o kadar gücü, o kadar emeği amacınız uğrunda feda etmeye hazır olursunuz.  Hatta en üst düzeyde, her şeyinizi en çok istediğiniz hedefe feda edersiniz.
Endülüs Medeniyetinin ilk kahramanı Tarık Bin Ziyad, ordularıyla İspanya topraklarına ayak basmıştı. Karaya ayak bastıktan sonra okyanustaki tüm gemileri yaktı. Askerler tepelerden geriye baktıklarında yükselen dumanları gördüler. Ya mağlup olup öleceklerdi ya da galip geleceklerdi. Kendilerini geri götürecek gemileri yoktu artık; başka bir alternatifleri yoktu. Sonunda kazanan onlar oldular.
Başarmak isteyen tüm gemilerini yakmalı ve girdiği yolu geriye dönüşü imkansız hale getirmelidir. O zaman alev alev yanan bir arzu doğar. Yakıcı arzularınız yoksa diğer gemileri yok edemezsiniz.
5. Yöntem Belirleyin, “Nasıl ?” Cevabını Bulun
“Nasıl?” sorusuna cevap verseydiniz mevcut arzularınız sizi çoktan kendilerine kavuşturmuş olurdu. Yöntemini keşfetmediğiniz iş, alsa yapamayacağınız iştir.
Yöntem belirlerken üç farklı alan üzerinde çalışacaksınız:
1. Yeterli bilgi toplamak,
2. Hedefi kesinleştirmek ve
3. Hedefi planlamak.
Yeterince bilginiz yoksa nasıl yapacağınızı bilmeyeceksiniz. Hedefiniz kesin değilse tam olarak onu yapamayacaksınız. Belirsiz hedefler arasında dolaşıp duracaksınız. Hedefinizi planlamamışsanız merdiveni adım adım çıkamazsınız. Gittiğiniz yolu kontrol edemezsiniz. Bir adımı ihmal etmek tüm adımların boşa çıkmasına neden olur. Binanızın direkleri ne kadar güçlü olursa olsun, temel zayıfsa binanız çökmeye mahkumdur.
“Başarısızlık yapamamak değil, yapamayacağını sanmaktır.”
6. Cesur Olun, Risk Alın
İnsanlar kendilerini uydurma korkuların esaretine terk ettiklerini kabul etmek istemiyorlar. Cesaretiniz varsa herkes sizin var olduğunuzu bilir. Cesaretiniz yoksa kendi iç dünyanıza hapis olmaya mahkumsunuz.
Katıldığınız bir toplantıda aklınızda kimlerin kalacağına dikkat edin: Kürsüde konuşanlar. Sonra da kalabalık arasında ayağa kalkıp yüksek sesle soru soranlar. Cesaret gösterebilenler risk üstlenmeye hazır olanlardır. Şurası kesin: Risk ve sorumluluk üstlenmeyen hiç kimse başarılı olamamıştır. Alışkın olduğunuz hayat size risksiz gelebilir. Aslında rahatlık içerisinde daha büyük riskler vardır.
Bizde “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” sözüyle kast edilen budur. Değişmekten korkuyorsanız riskten kaçıyorsunuz. Değişmezseniz gelişmezsiniz. Yanlış yapma riskini göze alamazsanız doğru yapma cesaretini gösteremezsiniz. Kalabalık bir insan topluluğu karşısına geçip mesaj vermeye kalkışın.
İçinizdeki kalıpların sizi nasıl engellediğini göreceksiniz.
7. Hemen Yapın (Üşenme | Erteleme | Vazgeçme)
Hemen yapan, bulunduğu an içinde yapılabilecek olan bir iş arar. Eliniz yanlışlıkta ateşe temas etse, ayağınıza diken batsa otonom sinir sisteminiz hemen tedbirini alacaktır. Vücudunuz üşüdüğünde hemen titremeye ve ısı üreterek sisteminizi korumaya çalışır. Aşırı sıcakta dışarıya verdiği ter sıvısıyla ısıyı dışarıya vermeye çalışır.
Tabiattaki tüm sistemler bir görevi tam yapılması gerektiği anda yaparken biz niçin erteliyoruz? O sistemlere irade gücü vermeyen, bize verdiği bu gücü kullanarak bizden istenenleri veya yapmamız gerektiğini bildiğimiz şeyleri HEMEN niye yapmıyoruz? Bu sorunun cevabını kendi iç dünyamızda HEMEN bulmamız lazım.
İşlerini, gündemlerine girer girmez yapanlar ömürlerini kazanırlar. Ertelenen iş daha uzun zaman işgal eder. Ödenmeyen borcun faizle büyümesi gibi, yapılmayan iş de büyür, altında ezilirsiniz. Zamanında yapıldığında ise kazanılan kocaman bir ömürdür.
Sakın üşenmeyin, ertelemeyin ve ASLA vazgeçmeyin. Siz elinizden geleni yapın, gerisine karşmayın. İstediğiniz olmuyorsa olana kadar O’ndan isteyin. O en zengin ve en güçlü olandır. Yine de olmuyorsa isyan etmeyin. Bazı şeyler sizin için ertelenmiş veya ötelenmiştir. Siz yapmaya ve istemeye devam edin.
Bize göre kazanmanın, istemenin sınırı yoktur. Harcamanın sınırı (iktisadı) vardır.
Bu yazıyı okuyan dostum, umarım aldığınız feyz ile işleriniz mükemmele doğru akar. İlmin zekatı da vermektir derler, verebiliyorsak ne mutlu, alınabiliyorsa ne büyük mutluluk!
Kendinize iyi bakın. E-mail atmayı ihmal etmeyin. Kendinizi tanıtın ve benden sizin için yapabileceğim bir şeyler isteyin. Fikirlerimle size ve işinize katkı vermeye çalışacağıma emin olabilirsiniz.

Saygılarımla,
Sedat YAZICI
Bilgisayar Yük. Müh. 
ysm@ysm.com.tr
YSM Yazılım Genel Müdürü

Paylaş